Thy, son zamanların en
beğenilen ve ara ara da olsa, en çok tartışılan kurumlarından birisi. (İşten
çıkarttığı ardından geri aldığı çalışanları, bitip tükenmeyen kıyafet, içki vb. uygulamalarıyla) Ben, elbette burada Thy politikalarından söz etmeyeceğim. Ben işim
reklamları! Ve bence, Thy, güzel reklamlarıyla övgüyü hak ediyor.
Son
zamanlarda Türkiye’de bilindik markaların hepsi aralarında anlaşmış gibi
reklamlarında ünlü kullanıyor. Hatta bu kullanım o kadar yaygınlaştı ki, bazı ünlüler
(ör: Burak Özçivit) aynı anda farklı markaların reklam yüzü olarak karşımıza
çıkıyor. (Cengiz Semercioğlu bu konuda bir değerlendirme yazdı. Okumanızı
tavsiye ederim.)
Bana
göre, reklamlarda ünlü kullanımının bu kadar yaygın olmasının sebebi, dünyanın
en çok televizyon izleyen ülkelerinden biri olmamızda saklı. Televizyonu seviyoruz. Dizileri seviyoruz. Doğal olarak ünlüleri de seviyoruz.
Böylelikle ünlüler, ajanslar
için, fikirlerini müşteriye satmada elle tutulur dayanak oluyor;
Çünkü ajansın bulduğu fikri toplumun sevip sevmeyeceği meçhul; ama ünlüleri
sevdiği kesin.
Ben
kişisel olarak, hedef kitleye uygun olduğu sürece ünlü kullanımında hiçbir
sakınca görmüyorum. Güzel ve etkili hikayelerle birleşince, sonuç başarılı oluyor.
Ünlü, ajansı tembelleştiriyor!
Ancak
ne yazık ki ülkemizde yukardaki paragrafın son cümlesini son günlerde fazla
göremiyoruz. Ünlü kullanımı sanırım ajansları tembelleştiriyor ve senaryolara
gereken özeni göstermiyorlar. Bunun sonucunda ortaya; ünlüsü olan sıradan
reklam filmleri çıkıyor.
Thy bu işi biliyor
Thy’nin
Kobe Bryant ve Lionel Messi’li reklamı ise bu işin - yani ünlü kullanımı+güzel
hikayenin - son zamanlarda gördüğüm nadir iyi örneklerinden.
Dünyayı
kendine pazar olarak gören Thy’nin, iki dünya starını reklamında oynatması,
gücünü ve kararlığını ortaya koyuyor.
‘Alanlarının
en iyisi olan bu ikili, kendi alanında en iyi olanı seçiyor, onunla uçuyor’ algısı
serinin ilk filmlerinin ana konusuydu ve çok başarılıydı.
Şimdi
ise “Dünya Daha Büyük. Keşfet” sloganı
işlenmiş... Evet dünya çok büyük; ama Türk Hava Yolları ile keşfetmesi çok
kolay ve konforlu. Tek zorlanacağın konu nereyi keşfedeceğini seçmen olacak. Bunu da sempatik ikilimiz gayet
başarılı anlatıyor. Filmin diyalogsuz olması çok yerinde bir seçim. Zaten su
gibi akan senaryo, diyaloğa ihtiyaç bırakmıyor. Basit, sade, anlaşılır ve
evrensel. Kobe’nin fotoğrafın kadrajına girdiği andaki gibi ayrıntılar tam
kararında.
Thy
bu filmle zor olanı başarmış. Reklam kokmayan reklam yapmış.
Kobe daha oyuncu
Son
olarak söyleyeceğim, Bryant’ın kamera karşısında, Messi’den daha rahat olduğu
ve mimiklerini daha güzel kullandığı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder