Geçen seneden beri devam eden Dacia Duster ile
Nurhayat birlikteliği, bana göre Yalan Dünya oyuncularının reklam serüvenindeki
en başarılı hikaye.
Reklama geçmeden önce küçük bir paragraf
açıyorum izninizle. Bugün biraz hastayım. Sanırım yılın meşhur virüsü H3N2 beni
de hayranları arasına soktu! Şu an vücudumdaki her kemik sızlıyor ve kar
yağarken sokakta kalmış bir kedi gibi tir tir titriyorum. O yüzden metni kısa
tutacağım ve olabilecek tüm yanlışlar içinde en başında özür dilerim.(İşsiz
olmanın tek ve nadide iyi tarafı; gripken evde dinlenme lüksü.)
Reklama daha doğrusu geçen seneden beri devam
eden kampanyaya gelirsek: Çok başarılı! Dacia Duster seğmeninde ucuz olan bir
otomobili, Nurhayat gibi her şeye fiyatıyla değer veren bir karakterle
buluşturmak; hem iyi bir fikir hem de etkili bir strateji.
Senaryo, ünlü var diye çala kalem yazılmamış.
Hedef kitlesi düşünülmüş, uygun dil ve espriler yaratılmış. Bunu kampanyanın
tüm filmlerinde görmek mümkün. Ancak yavaş yavaş da olsa, Nurhayat-Dacia
Duster birlikteliği için kum saati bitiş için yönünde akıyor.
Reklamı incelerken Nurhayat karakterine kalemi
ile can veren Gülse Birsel ve ruhu ile can veren Gubse Özay’ı
atlamamak lazım. İkisi de müthiş iş çıkarmış.
Yalan dünya karakterlerinin reklam maceraları
hakkında bir şeyler daha yazmak istiyordum; ama gözlerim Funda Arar’ın
şarkısındaki gibi yangın yeri olduğu için bunu ileriki yazılara saklıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder