Bu
yazının normalde “İyi Et İyi Gelecek” konulu Migros reklamını yorumlama yazısı
olması gerekiyordu. Ama ET konusunda Migros’tan çok canı yanmış birisi olarak
baştan uyarayım, bu bir yorumlama değil, iç dökme yazısıdır.
Evet,
bu konuda çok dertliyim. Ve sanki Migros’ta damarıma basmak istercesine ET
konusunda reklam çekince, içimden geçenleri yazmadan rahat edemeyeceğim.
3-4
ay öncesine kadar kırmızı etleri hep Migros’tan alırdım. Üstelik Migros, sürekli
etlerin kalitesini düşürüp, fiyatları yükselttiği halde.
Çünkü güvenirdim. Ne de olsa yılların markasıydı. Ama 3-4 ay önce, üst üstte
yaşadığım olaylar artık ‘yeter!’ dedirtti.
Bir
defa Migros’un sattığı kırmızı etlerde hem lezzet sıfır, hem de kasap reyonunda
çalışanlar et nasıl kesilir bir haber! En son aldığım 1 kilo antrikotun içinden 4 dilim çıktı!.. 4 dilim!.. üstelik ailecek
yediğimiz eti, içimizden kimse, antrikota benzetemedi.
4
dilim tatsız tuzsuz ete -fiyat vereceğim affedersiniz- 50 milyon TL verdiğim için
haftalarca ailenin maskarası oldum; çünkü benden çok önce uyanan bizimkiler,
uzun zamandır Migros’tan et almıyordu.
Çok
doluyum bu konuda kusura bakmayın. Şimdi etleri başka bir büyük marketten
alıyorum. Hem Migros’tan neredeyse %20 daha ucuz, hem gerçekten etin tadını
alıyorsunuz. 1 kilodan 4 dilim çıkmadığını da eklemem gerek!
Bu
olumsuz deneyimlerden dolayı, Migros reklamı ben de et alma isteğinden çok,
televizyona bir şeyler fırlatma arzusu uyandırdı. Buradan
da neyi anlıyoruz ne kadar reklam yaparsanız yapın, eğer müşteride kötü
izlenimleriniz varsa işiniz çok çok zor!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder