Pınar
Aç-Bitir reklamlarındaki Abla; Cem Yılmaz’ın bir gösterisinde anlattığı,
parasının 2/8'i ile fındık alan MEB çalışanı efsane(!) arkadaşın, bir
yakını olmalı!
Türkiye’nin
en büyük reklam verenlerden Pınar, yeni reklamıyla ekranlarda. Genel gidişatın aksine bu
reklamda ünlü kullanılmamış. (birçok kişi o titiz Abla'yı Seksenler dizisinden
tanıyor. Yani aslında Abla’yı oynayan kişi ünlü biri. Ama bence bu reklam
ününden dolayı oynamıyor. Role uyduğu için oynuyor. Yani senaryo, bu kişi
düşünülüp, ona uygun yazılmamış. Yazılan senaryo, bu kişiye uymuş.)
‘Kalıyor,
bozuluyor...’ diye tam rakam düşmanı olan abla, gerçekten sabırlı bir bakkala
düşmüş. Yoksa, ‘ya bacım git işine, kafamı mı buluyon!’ cümlesiyle karşılaşabilirdi.
Ya da Cem Yılmaz’ın ‘Bir Tat Bir Doku’ gösterisinde anlattığı; parasının 2/8’i
ile fındık almak isteyen -kesin bu Abla'nın bir yakını- arkadaşın, kuru yemişçiden
aldığı cevabı alabilirdi.
Peki,
acaba film, Pınar Aç Bitir’in hedef kitlesine uygun mu?
Öngörüm
Aç Bitir’in daha çok, şehirli, bekar veya çocuksuz evlilerin ya da en fazla tek
çocuklu ailelerin tercih ettiği yönünde. Yani az nüfuslu evler. Ve evet, böyle
evlerde, gerçekten de kalan yiyecekler büyük bir sorun oluşturuyor. (hem de
israf)
Lakin
Aç Bitir reklamı, gerek atmosferi gerek de oynayan karakterlerin görünüşü
itibariyle, sanki daha geleneksel aileleri hedef almış gibi. Bizim geleneksel
ailelerimizde böyle, ‘kalmasın’ diye az yiyecek alan ablalar var mıdır?.. Emin
değilim doğrusu ya da varsa bile azınlıktadırlar; çünkü bizim geleneksel
ailelerimiz zaten genelde kalabalıktır. Üstelik geleneksel aileler, kültürden gelen
bazı kodlarla, her zaman tedarikli olmayı sever. (aileler, komşular, hemşehriler çat kapı ziyarete gelebilir!)
Yukarda
açıklamaya çalıştığım çelişki dışında film gayet güzel ve esprili. ‘Kalıyor
sonra’, ‘kuruyor sonra’ gibi laflar sokağa yakın, halkı ağzı cümleler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder